LAVINIA

Banim adım Lavinia. Kral Latinus ve kraliçe Amata’nın kızıyım. “Evlilik çağına” gelmiş bir kadınım ve benim kaderim Aeneas’ın karısı olmaktır.

Kadınlara bahşedilmiş birçok özellik ve erdem bende de mevcuttur: Sır tutmasını bilirim, kolayca yüzüm kızarır ve ağlarım, her zaman yere bakarım ve asla söz almam. Sahnenin arka planında, kenarda durmayı yeğlerim.

Babamın isteğine uymak zorundayım ve itirazda bulunmak ya da rıza göstermemek bana yasaktır. Kocamın kim olacağına o karar verir ve bu kararı sessizce kabul etmeliyim.

Bana kur yapan çok kişi var ve ilk evlenme teklifini yapan Rutulis kralı “yakışıklı” Turnus oldu. Aeneas’ın uzun ve maceralı bir yolculuktan sonra Latium’a gelmesiyle birlikte, babam halklarımız arasındaki ittifakı güçlendirmek için beni gelin olarak Truvalıların liderine vermek istedi. Annem, kraliçe Amata, bu evliliğe karşı, zira o benim yanımda Aeneas’ın değil Turnus’un olmasını istiyor ve eğer böyle bir evlilik olursa canına kıyacağını söylüyor.

Böyle “bir yığın fenalığın nedeni” olmak beni çok tedirgin ediyor. Bence Rutulis halkı ile Truvalılar arasında şiddetli bir savaş var. Tanrılardan yardım istemek için yanıma annemi ve halkımızdan başka kadınları alarak Minerva dağına gittim. Turnus’un sürekli bana bakışını algılıyorum ve gözyaşlarımı tutmayı başaramıyorum. Yüzüm kızarıyor, ama her zaman utandığımdan değil, çünkü kaderimin farkındayım ve Turnus’un aşkına karşılık veriyorum. Benim emin olduğum tek şey varsa “gelecekte kraliyet gelini” olmak gibi bir kaderi kabul etmek zorunda olmam.

İşte böylece beni isteyen iki kişi arasındaki son düelloda Turnus Aeneas tarafından öldürüldü ve ben kazanana gidiyorum. Bu evlilik Roma şehrinin doğuşu ile Truvalıların liderinin altsoyu arasında bir bağ oluşturacak.

© Wikimedia Commons’tan alıntı resim